Memleket Sevdamız
038 - Memleket Sevdamız
“Eline, diline ve beline sahip çık.” (Atasözü) (Memleketine, kültürüne ve soyuna)
Bu atasözünden anlaşılacağı gibi memleketimize, kültürümüze ve soyumuza sahip çıkacağız ki memleket sevdamız sürsün. Sevdamız için bilgili olacağız ki dik durarak güçlenip çevremize yardımcı olacağız.
Her kes kendi köyüne ve kentine sevdalıdır. Bu sevda birleşince ülkemize olan sevdamız ortaya çıkmaktadır.
Bende Adana’ya olan sevdamı anlatacağım ama Adana bir sayfaya sığmaz. Adana bir kitaba da sığmaz. Çünkü Adana Ademoğlunun yerleşik hayata geçtiği ilk yerleşim merkezdir.
Adana bir kitaba da sığmaz dedik ama siz araştırırsanız aklınıza sığar.
Adana şalgam ve kebap ile bilinse de Adana kültür, sanat ve tarihtir.
Adana; "Toroslardan ovaya geniş kıvrımlar yaparak Akdeniz'e dökülen Seyhan (Sarus) nehrinin kıyılarında kurulmuştur. Adana'nın merkezinde bulunan Tepebağ höyüğü, İnsanoğlunun yerleşik hayata geçtiği neolitik döneme aittir. Tarihi M.Ö.6000 lere kadar dayanan Dünyanın en eski yerleşim birimidir.”
*
Konar göçer hayat yaşayan Ademoğlu, Adana'ya gelip Seyhan (Sarus) nehrinin bol suyunu görünce buraya geçici olarak çadır kurmuşlar. Çevrede gezinirken yabani olarak yetişen Karakılçık Buğdayın lezzetini keşfetmişler. Bir daha ne zaman yetişir de yeriz diye birbirleriyle istişare yaptıklarında, altı ay sonrasını düşünerek çadırlarını sökmemişler.
Bu süre içerisinde beslenmek için avcılık amacıyla çevreyi gezinmişler. Ovanın bereketini, suyun bolluğunu, dağı ve deniz de bulmuşlar. Bu ovanın yaylası da denizi de var, yaşanacak yer olduğunu anladıkları için buraya şimdiki Tepebağ mahallesine yerleşmişler. Daha sonra nüfusları çoğalınca buğdayın yetiştiği Diyarbakır'a kadar dağılmışlardır.
*
Adana’da iyi ki Çukurova Üniversitesi vardır, çünkü çok kıymetli ilim ve bilim adamlarının Adana’da yaşamalarını sağlıyor.
*
Din bilginlerimizden nakledilen bir hadiste;
İmam-ı Müslim hadislerinden birinde şöyledir; “Seyhan, Ceyhan, Fırat ve Dicle hepsi cennet ırmaklarındandır.”
Hz. Lokmanın ölümsüzlük ilacını Adana’da bulup reçeteyi Ceyhan ırmağına düşürmesi,
Dünyanın en eski tıp okulunun Adana’da kurulmuş olması,
Dünyada bilinen en eski tıp kitabının Adana’da yazılmış olması,
Akyatan Lagün Gölü ve Bölgedeki endemik bitkilerden dünyada ilk eczacılığın yöremizde uygulanması,
Bunlar Adana’nın ne kadar önemli olduğunun bir gerçeğidir.
Dünyada en büyük lagünlerden olan Akyatan Lagün Gölü; Akdeniz’in su düzeylerinin değişmeye başladığı 4. dönemin sonunda (10.000 yıl önce) oluşmaya başlamıştır. Tipik bir alüvyon baraj gölüdür.
Akyatan da; Deltalar, mikro ve makro floranın yüksek bir üretim düzeyine ulaştığı, dünyanın en verimli doğal alanlarıdır.
Yaz ördeği Avrupa'da İspanya dışında sadece Çukurova (Akyatan) lagünlerinde yaşamaktadır.
(Dünyada) İmarlı-Planlı İlk yerleşim birimi olan Karataş’ta ki Magarsus Antik Kent'in M.Ö.1400 ile M.Ö.1200 lü yıllar arasında kurulduğu Alman Prof.Th. Bossert yaptığı araştırmada ortaya konmuştur.
Yine Karataş Magarsusta Antik Kent Persler, M.Ö.500'lü yıllarda eğitimli ulaklarla Dünyanın ilk posta sistemini resmileştirmiştir.
Karataş Kızıltahta Tarihi Akdeğirmen mimarisi ile Magarsus Antik Kent döneminden bu yana ayaktadır.
Dünyada halen kullanılan en eski Taşköprü Seyhan nehri üzerindeki Adana Taşköprü’südür.
Dünyada halen kullanılan 600 yıllık taş yapı binalarından; Adana Ulu Cami, Ramazanoğlu Medresesi, Ramazanoğlu Konağı, Ağca Mescit, Yağ Cami ve bu caminin yer altındaki abdesthanesi ki o zamanlar soğuk hava deposu olarak kullanılmıştır.
Ayrıca halen kullanılan 600 yıl önce yapılmış Atatürk Müzesi olarak kullanılan Ramazanoğlu Suphi Bey Konağı, Çarşı Hamamı, Bedesten, Kazancılar Çarşısı, heleki Ulu Cami Konik Kubbede Hayat Ağacı ve Şahmeranı vardır.
Dünyanın en büyük İbriklerinden ve bir ton ağırlığındaki Kehribar Tespih Adana Vakıf Tespih Çarşısındadır.
Dünyada minaresi altında yaya geçidi olan tek cami Adana Tarihi Yeni Camidir.
“Adanalıyık Allah’ın Adamıyık”
Türk askeri Çanakkale'de dünya ya diz çöktürürken tarihler 1915'i gösteriyordu. Adanalıların olduğu Adana Bayırında Adanalı askerlerin savaştaki başarısı kısaca “Adanalıyık, Allah’ın Adamıyık” sözünü onurla günümüze taşıtan atamızı bilmek gerekiyor.
1915 yılında Çanakkale Savaşı'nda tüm askerleri şehit olan 57. Alay'ın Sancağını Adana'nın kurtuluş günü olan 5 Ocak'ta Çukurova Üniversitesi Ramazanoğlu Konağı Kültür Merkezi'nde 5 Ocak 2013 tarihinde Adana'da ilk defa halkının ziyaretine açıldı.
Çanakkale ruhuna yakışan 57. Alay Şehitler Cami Çukurova Üniversitesitesinde yaptırıldı.
Seferberlik dönemi Adana'da her aileden bir şehit mutlaka vardır. Tarihçiler her zaman böyle diyor.
Adana’nın ilk Müslüman eczanesi olan Mustafa Rıfat Gülek Eczanesinden, Çanakkale Savaşında yaralı askerlere yardım için tıbbi malzeme gönderilmiştir.
“Adanalıyık, Allah’ın Adamıyık” demekle, kebap yiyip şalgam içmekle Adana bitmiyor.
Daha birçok ilkler ve gelişmeler Adana’da gerçekleşmiştir. Her yılbaşı ve Ocak ayında Adana’nın güncel değerleri de vardır.
Hatay Türkiye’ye bağlandığı için 1940 yılında Adana'nın Kurtuluşu 5 Ocak kutlamasının daha bir güzel, daha bir heyecanlı olması için Türkiye'nin ilk en büyük Türk Bayrağı Adana'da Ulu Cami ile Büyüksaat Kulesi arasına çekilirken, o güne uygun bir şiirin de öğrencilerden biri tarafından okunması istenmiştir. Ancak, 5 Ocak kutlamalarına uygun güzel bir şiir bulunamamıştır. Adana Erkek Lisesi’nde edebiyat öğretmeni olan Arif Nihat Asya; bir gece çalışarak, şafak sökerken Bayrak Şiirini hazırladı. 5 Ocak kutlamalarında ilk defa öğrencisine “Bayrak” şiirini okutmuştur. Bu şiirden dolayı Arif Nihat Asya, Adana’da Bayrak şairimiz olarak unvan almıştır.
*
Gazi Mustafa Kemal Atatürk 15 Mart 1923'te Adana'ya geldiğinde söylediği, "Efendiler, bende bu vekayiin ilk hissi teşebbüsü bu memlekette, bu güzel Adana'da doğmuştur" sözleri, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasında, kentimizin taşıdığı misyonu vurgulaması açısından tarihi önem taşımaktadır ve Adanalılar olarak hepimizi gururlandırmaktadır.
Bu durumda memleket sevdamız olmasın mı?
Adana için bunlar birkaç örnek. Adana’yı iyi tanımamız ve anlamamız gerekiyor.
Ben Adana’da yılbaşında doğmuşum. Babam, dedem ve babamın dedesinin kabirleri Gölkaya'dadır.
İsa BEÇİK
Yorumlar
Yorum Gönder