Köyün Kuruluşu


003 - Köyün Kuruluşu.

 

Köyümüzün bu günkü bölgesinde yaşayanlardan önceki zamanda, söylentiye göre bulaşıcı hastalık nedeniyle kıran girmesi sonucu halktan toplu kırımlar olmuştur. 

Bölgede yaşayan çok insan ölmüş, ölüm olayından dolayı bölge tamamen boşalmıştır. Bölgede yaşayanlardan sağ kalanlar yöreyi terk ederek Mersin, Tarsus, Adana, Ceyhan ve Yumurtalık gibi çevre yerleşim birimlerine göç etmiş olduklarını büyüklerimizden öğrendim.

Bazı kaynaklarda Çukurova'da kıran olayından (bilinmeyen bulaşıcı hastalıktan) bahsedilmektedir. Bahsi geçen bu olayın merkezinin köyümüz oldupunu büyüklerimden dinlemiştim.

Köyümüzde önceki yaşayanlar zamanında birtane içme su kuyusu varmış. O dönemler köyümüzün yakın çevresinden geçen Ceyhan Irmağı sık sık değiştirme yaptığı için kuyuda su azalma çoğalma olmuştur. Yani nehir yatağı değişimi kuyu suyunu etkilemiştir. Bir seferinde de mikrop kapan su kuyusu salgın hastalığa vesile olmuş ve salgın çevreye hızla yayılmıştır. Çukurova da kıran olayı böyle gelişmiştir.

Köyün yerinde o dönem eski huğ-sazlık evler olduğunu bu evlerde sahipsizlikten zamanla tahrip olmuş ve yıkılmıştır.

Kıran olayından sonra Roma döneminde Ferizus olarak bilinen ve Feriziye olarak dilimize dönüşen Gölkaya köy yeri ve arazideki boşluğu doldurmak için o zamanki Osmanlı yönetimi; Kadirli ilçesinde çiftçilik yapan saygın ailelerden birinin ferdi olan Hacı Ali (Tekoğlan), şimdiki köyümüzün yerine ailece eşi ve kendisinin yakınlarıyla tahmini 1850-1860 yılları arasında gelmesi sağlanmıştır.

Bu tahminimi; Bucak mevki ile ilgili olarak Karataş Asliye Hukuk Mahkemesinin 1970/15 Esas 1998/2 sayılı kararında Rumi 1284 tarihinde (çevirisi Miladi 1868) köy otlakiyesinden bahsetmektedir.

Bu kayıtlara göre Gölkaya köyün kuruluşu 1850 yılından sonra kurulmaya başlamış olduğu anlaşılmaktadır.

Köye yerleşimde Hacı Ali (Tekoğlan) köy ortasına cami yaptırmak için akrabası olan arsa hisse sahiplerini anlaştırarak şimdiki cami yerini tahsis etmiş ve camiyi yaptırmıştır.

Köyün kurucusu Hacı Ali (Tekoğlan), köy orta yerine iki katlı taş ve çimento, kireç harçlı büyük bir ev yaptırmıştır.

Çocukluğumuzda bu binada en son oturan Hacı Ali (Tekoğlan) torunlarında Selahaddin Kaplan olduğu için Selahaddin'in tabakası derlerdi. Günümüzde bakımsızlıktan yıkıldı. Zamanın en yüksek binası olduğu için Çimeli köyünden (20 km mesafeden.) görünürmüş.

Yaptırdığı evin batısında içecek ve temizlik için 10 metre kadar derinlikte taş örmeli su kuyusu ile yanında yiyecek için tahıl ambarı olarak 5 metre kadar çaplı, bir metreden fazla derinliği olan içi taş örmeli kuyu yaptırmıştır.

Hacı Ali (Tekoğlan) yaptırdığı bu binanın çevresine de birlikte geldiği kendi ve eşinin yakınlarını yerleştirmesiyle köy kurulmuştur. Arazi ve köy içi paylaşımını da kendi aralarında yapmışlardır.

Hacı Ali (Tekoğlan) ziraatla uğraşırken hayvancılıkta yapmaktadır. Tabakanın (evinin) arkasına iki ayrı ahır yaptırmıştır. Gücünden istifade edilen hayvanlar ile sütünden ve etinden istifade edilen hayvanları ayrı ahırlarda barındırırmış.

Bu ahırlardan biri şimdiki Beçik’lerin (Beçoğulların) halen kullandıkları evin önündeki bakımsızlıktan yıkılmış ince uzun taş yapı ve diğeri de Buldur'ların evi önündeki bakımsızlıktan yıkılmış ince uzun tek katlı taş yapılardır. 

Eskiden muhtarlık seçimi yapılmazmış. Zengin, güvenli ve dürüst olan muhtar olurmuş. Hacı Ali (Tekoğlan), zengin, güvenli ve dürüst olduğundan kurucusu olduğu köyümüzde uzun süre muhtarlıkta yapmıştır. Köyümüzün Kurucu Muhtarı olduğu için köyün ihtiyacı olan birimleri de yaptırmıştır.

Tüm kurulma aşaması bittikten sonra 1872 yılında Fevziye köyü resmen kurulmuştur.

Gölkaya köyü; 1872 yılında bu günkü yerel yönetimler statüsüne resmi olarak girmiş ve muhtarlıkla yönetilmeye başlanmıştır.

O dönem köy gibi küçük yerleşim birimlerinde okul olmadığı için eğitim ve öğretim camilerde yapıldığından ayrıca okul yaptırmaya gerek görülmemiştir.

Köyün su ihtiyacı da her evin önüne açılan ve kova ile suyu alınan kuyular yapılmıştır. Bu kuyuların çoğu tatlı su ve bazıları da acı su olduğu bilinmektedir.

Kuyular, tulumbanın yaygınlaşması ile su ihtiyacı daha rahat karşılanmıştır. Günümüzde ise her evde kontrolü yapılan çeşmelerden su ihtiyacı karşılanmaktadır.

Hacı Ali (Tekoğlan), ağa, bey ve muhtar olduğu için köye devletin görevlileri veya başka misafirleri ağırlamak için köy odası yaptırmıştır. (Beçoğulların) Beçik’lerin halen kullandığı iki katlı taş yapı evi de ilk köy odası olarak yaptırmıştır. Üst katta misafir, alt katta da çalışanları kalmaktadır.

Köy ile ilgili ihtiyar heyeti, istişare toplantıları, sünnet, nişan, düğün ve cenaze gibi hallerde de köy odası açık tutulup görüşmeler yapılmış ve misafirler ağırlanırmış.

Köy odasının masrafları Hacı Ali (Tekoğlan) ağa tarafından karşılanmakta ve hizmetlerde çalışanları tarafından yapılmıştır.

Hacı Ali (Tekoğlan) köy kabristanlığı olarak da Yamanlar Taşköprü yanındaki kabristanlığı tahsis etmiştir. Köyün kurucusu Hacı Ali (Tekoğlan) ve ailesinin kabri de Yamanlar Taşköprü yanındaki kabristanlıktadır.

Büyüklerimden ve babamdan öğrendiğim Hacı Ali Ağa (Tekoğlan) kabri, babamın dedesi Yemen Gazisi Bekir (Beçoğlu) tarafından büyük kesme taşlardan ve taşlar harç kullanılmadan demir kancalarla bir birine tutturulmuştur. Başucu taşı yıpranmış da olsa Osmanlıca yazılı kitabe olduğu, kısmen okunduğu görülmektedir. Ayakucu taşı da kesme taş olup yan yattığı ve yıpranmış olduğunu gördüm.

Kesme taş diyorum ama Jeolog ve öğretmen dayımın oplu

 Veysel Erdem Bozdoğangil ağabeyimiz Hacı Ali (Tekoğlan) kabir kitabesini kısmen okumuştu. Kabir taşı da işlenmiş kum taş olduğunu, bu taşları oynatmayın, oynatırsanız dağılır ve bozulur demişti.

2016 yılında Hacı Ali (Tekoğlan) ve eşi Ümmügülsüm, babamın nenesi olan; Hacı Ali Tekoğlan-Ümmügülsüm kızı Fatma (Beçoğlu), dedesi Yemen Gazisi Bekir (Beçoğlu) nun betonarme ve mermer başucu kitabesi ile dördünün de kabrini yaptırdım.

                Hacı Ali (Tekoğlan) 1993 Yılında kabrinin fotoğrafını çekmiştim. Asıl halini hiç bozdurmadan bakımını yaptırdım. Uygun şekilde mermer kitabe yazdırdım. Diğer üç kabrin sağlam olan baş ucu ve ayak ucu taşlarını da yerlerine koydurdum. Fotoğrafları aşağıda dır. 01 Mart 2012 

 

İsa BEÇİK


***

 Fotoğraf ilgi notu;

Sol köşe fotoğrafta beyaz boyalı iki katlı bina ilk köy odasıdır. Miras yolu ile Beçoğulları tarafından kullanılmaktadır.

Sağ üst köşedeki fotoğraf Hacı Ali (Tekoğalan) ın 1993 Yılında kabrinin fotoğrafını çekmiştim.

Sağ alttaki fotoğraf 2016 Yılında bakım ile mermer kitabe yazdırdıktan sonra çektiğim kabrinin fotoğrafı.

Hacı Ali (Tekoğlan) dan sonra vefat eden eşi Ümmügülsüm, Babamın nenesi Hacı Ali - Ümmügülsüm kızı Fatma (Beçoğlu) ve eşi Babamın dedesi, Yemen Gazisi Bekir (Beçoğlu) aynı yere defnedilmişler. 

Kabirlerinin başucu ve ayakucunda taşlar vardı. Onları da bozmamak gayretiyle Mezar Ustası Nurettin ULAY ustaya beton arma ve mermer kitabe yaptırmak 2016 yılında bana nasip oldu. (Ruhları şad olsun) İsa BEÇİK


Sol köşe fotoğrafta beyaz boyalı iki katlı bina ilk köy odasıdır. (Ruhları şad olsun)
İlk köy odası

Hacı Ali (Tekoğlan) kabri fotoğrafı 1993 yılında çektim. 

Hacı Ali (Tekoğlan) kabri


Sabırlı, sağlıklı,eğitimşi ve doğru iletişimli kalınız.





Köyün adları ile ilgili Montaj fotoğraf



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Zeytinyağlı Yiyemem Türküsünün Hikayesi

Memleket Sevdamız

Yüreğir Ovası Aşiretleri